Oreolu Milkshake

Merhabalar!

Umarım haftaya sendromsuz ve enerjik başlamışsınızdır. Beni sorarsanız ödevler, projeler ve kapıya dayanan vizelerin telaşıyla boğuşuyorum. Bu boğuşmaca da sağ olsun(!) haftasonunu blogum açısından pek verimli geçiremedim, yazılarım için fotoğraf çekip hazırlayamadım. Ben de düşündüm, taşındım ve uzun zamandır aklıma olan bu 'high-end' dediğimiz pahalı kategorisine giren, denemek istediğim kozmetik ürünlerini sizlerle paylaşmaya karar verdim. Bu yüzden de ismine 'Uzun Vadeli Alışveriş Listesi' adını verdim. Bir önceki yazım olan Alışveriş Listesi - Mart '15'i okuduysanız, aynı düzende ilerleyeceğim. Böyle arada farklı konularda da listeler yapsam mı, ne dersiniz?

Listeye başlamadan önce, burada yer alanların çoğunu denemedim. Bu zamana kadar takip ettiğim youtuberlar, bloggerlar ve yakın arkadaşlarımdan duyduklarımdan yola çıkarak seçtim. Bu sebeple, ürünler hakkında yorum yapamayacağım. Fiyatlarını ve varsa eklemek istediklerimi yazacağım.

Öyleyse, başlayalım.

1- Make Up Forever HD Fondöten - 116 TL

2- Make Up Forever HD Pudra - 102 TL

3- Soleil Tan De Chanel Bronzer - 136 TL

4- Benefit Hoola Bronzer - 99 TL

5- Nars Mata Hari Allık - 95TL

6- Smashbox Photo Finish Primer - 130TL (Emin değilim, tam fiyat veren bir kaynak bulamadım.)

7- Estée Lauder Double Wear Concealer - 90 TL

8- Yves Saint Laurent Babydoll Maskara - 105 TL

9-  Tom Ford First Time, Lip Color Matte - Ne yazık ki bu seri Türkiye'de yok, yurtdışı fiyatı 50$.

10- Nars And God Created the Woman - 180 TL

Kolaylıkla anlaşılıyor ki, listenin uzun vadeli olmasının sebebi tabii ki fiyatları. Yerli-yabancı her kozmetik düşkününden duyduğum bu ürünlerden, sizin denedikleriniz oldu mu? Deneyip de memnun kalmadığınız ya da fazlasıyla sevip ürünü çekmelerinden korkup depoladığınız var mı? Belki ben de ona öncelik veririm bu listenin alışverişine başlarken. Düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın, hoşçakalın! 

-M.

Selam! Haftanın ortasına gelmiş, Cuma'yı bekler olduğumuz Çarşamba'dan herkese merhaba! Bugün, kendisiyle Kadınlar Günü'nde Gratis'teki %50 indirim sayesinde çalıştığım, Dirty Works'ün Stop Puffy Eyes isimli göz kremiyle tanıştıracağım sizi.

Her şeyden önce, hepimiz şu paketlemelerinin hayranıyız, değil mi? Gerçekten sadece paketine bakıp insanın ihtiyacı olmayan ürününü bile alası geliyor Dirty Works'ün. Paketleme konusunda tasarım ekiplerini tebrik ediyorum doğrusu.

Göz çevresindeki şişlikleri almak ve mor halkaları azaltmak konusunda yardımcı olduğu belirtiliyor. Kutunun arkasında yazan talimatlara göre, normal cilt bakımı rutinimiz gibi sabah-akşam küçük miktarda göz çevremize uygulamamız öneriliyor. Koku içermiyor ve dermatolojik, oftalmolojik olarak test edilmiş. Bu sebeple göz çevresine uyguladığınızda gözünüzde herhangi bir yanma hissine sebep olmuyor.

İçerisinde shea yağı ve E vitamini barındırdığı söyleniyor. Shea yağı nemlendirme konusunda, E vitamini ise mor halkaları azaltmak konusunda yardımcı görevi görüyor. Ben, iki haftadan daha uzun bir süredir düzenli olarak kullanmaya çalışıyorum. Benim cildimde aldığım izlenim şu şekilde oldu: Göz çevremdeki şişkinliği kolaylıkla indirebildi. Nemlendirme konusunda çok iyi diyemesem de, iyi olduğunu söyleyebilirim. Ancak morluklar konusunda bir yararını gördüğümü söyleyemem, açıkçası beklemedim de. Beyaz tenliyim ve ne yazık ki yeteri kadar su tüketmediğimin farkındayım, bunu düzene sokmak için çabalıyorum; ancak o gözler kolay kolay kendine gelmiyor -ki hiçbir zaman, düzenli su içsem de dahi, göz altlarım morluktan kurtulamadı. Bu nedenle, bu özelliğinin bana yetersiz geldiğini ya da düzgün değerlendiremediğimi söyleyebilirim. 

Bildiğiniz ve benim de yazının başında belirttiğim gibi, Dirty Works ürünlerini ve bu kremi Gratis mağazalarından alabilirsin. Ben indirimli olarak 7.5 TL'ye almıştım, indirimsiz fiyatı da yanılmıyorsam 14.95 TL idi. Uygun fiyata nemlendirici ve şişlerimi alacak bir krem arıyorum, diyorsanız tavsiye ederim. Ancak çok çok etkili, göz altı morluklarınıza da gayet iyi gelecek bir krem arıyorum, diyorsanız iyice araştırın, diyebilirim.

Siz daha önce bu kremi denediniz mi? Dirty Works markasında genel olarak memnun musunuz? Göz kremi olarak neler kullanıyorsunuz? Yorum yazmayı, fikirlerinizi paylaşmayı unutmayın. Hoşçakalın!

-M.

Haftanın son gününden yorgun ve miskin bir merhaba! Bugün, sanırım daha önce yapmadığım bir şekilde, bir inceleme yazısı paylaşacağım sizlerle. Şubat ayının ilk haftalarında acil BB krem eksiğimi kapatmak için kendisiyle tanışmış olduğum Olay BB Krem'i Instagram hesabımda sizlere göstermiştim. O günden beri makyaj yaptığım günlerde bu ürünü kullanmaya özen gösterdim. Şimdi, dilerseniz öncelikle Olay'in Max Factor ile çalışarak çıkarmış olduğu bu ürünün neler vadettiğini konuşalım, ardından bunlardan hangilerini ne kadar benim cildimde karşılayabildiğini anlatayım.

Bir günde dört mevsimi yaşatan, baharın gelmesine son haftalarında bile izin vermeyen Mart ayından herkese merhaba! Girişimden de anlaşılacağı üzere, ben de çoğu insan gibi baharın gelmesini iple çekiyorum. Üzerimizde ağırlık yapan hırkalardan, ceketlerden kurtulalım; taze kokularla arınalım istiyorum. E, son günlerde hava bu isteğimi yerine getirmeyecek gibi göründüğü için ben de hem kendim hem de sizler için arınmanın başka türlüsünü aramaya koyuldum: Detoks.

Toksinleri temizlemek anlamına gelen detoks, hücrelerimizin temizlenip nefes almasının bir yolu. Cildimize ve vücudumuza elimizden geldiğince, geliyorsa her gün zaman ayırıp, onu sağlıklı tutmalıyız. Elimizden gelmediği ya da canımızın ne yazık ki istemediği dönemlerin ardından da bu sebep olduğumuz açığı kapatmak için detoks yöntemlerine başlamalıyız. Vücudumuzu motive etmeli, ona sağlıklı olduğunu hissettirmeliyiz.

Peki ya vücudumuzu en çok ne zaman bu ihtiyaca sürüklüyoruz? Yoğun stres altında kaldığımızda, bol bol karbonhidrat tükettiğimizde, verdiğimiz sigara molalarında, fast-food siparişlerimizde, elimizin uzandığı o cipslerde, çikolatalarda...

Yaptıklarımızdan ötürü ne zaman detoksa ihtiyacımız olduğunu anladık. Peki bu detoks etkisini vücuda nasıl anlatıyor olacağız?

- Bol bol su tüketerek,

- Havuç, kayısı, domates, kırmızı üzüm yiyerek,

- Koyu yeşil yapraklı sebzeleri soframızdan eksik etmeyerek,

- Meyve ve doğal meyve suları tüketerek,

- Alkol, sigara ve stresten uzak durarak,

- Doymuş ve trans yağlardan kaçınarak,

- Fazla asitli içecek tüketmeyerek,

- Aşırı protein içeren ürünleri ve/veya protein tozlarını tüketmeyerek

olacağız. Zor olmayan, sürekli duyduğumuz; ama uygulamaktan kaçındığımız şeyler gibi duruyor, öyle değil mi? İşin zorlayan, kendimize yediremediğimiz kısmı da o ya. Bir reklam panosunda şu söze rastlamıştım: 

"Bugün, hayatınızın geri kalanının ilk günü."

O ilk günün kıymetini bilerek, yapmayı isteyip de çabalamayan zihnimizden sıyrılalım. Kendimizi sevdirecek, mutlu ettirecek alışkanlıklar edinelim. Bugünlük bu konudan bu kadar bahsedeceğim, ilerleyen zamanlarda detoks diyetleri ve yöntemleri hakkında araştırma yapıp size de öğrendiklerimi aktarabilirim. Ne dersiniz? Sizin bu konudaki bilgileriniz, görüşleriniz neler, yorum olarak belirtmeyi unutmayın. Görüşmek üzere.

-M.